17 Yaşım

Az önce bir video gördüm. "Bu dünyada iç çektiysem, 17 yaşıma iç çekmişimdir," diyordu. Ve ben de iç çektim.


17 yaşımdı gözümün önünden geçen. Sokak lambalarının altından geçen bir gölge gibi, hatıralarım bir bir aklıma düştü. O zamanlar, hayatımı ne kadar da zor sanıyordum. Küçücük dertlerimi dev aynasında görüyordum. Oysa bilmiyordum ki, insan büyüdükçe dertler de büyüyormuş, yollar uzuyormuş, gökyüzü bile bazen üstüne çöküyormuş.


17 yaşımda mutluydum aslında. Ama farkında değildim. O zamanlar kendimi dünyanın en yalnız insanı sanıyordum. Şimdi dönüp baktığımda, yanımda kimlerin olduğunu görüyorum. Belki de asıl yalnızlık, şimdi hissettiğim şeydi. O zamanlar, küçük bir odada saatlerce müzik dinleyerek, yağmuru izleyerek, kahkahalarımı geceye savurarak mutlu olabiliyordum. Şimdi kahkahalarımın sesi bile değişmiş gibi geliyor.


Bana şu anda bir dilek hakkı verilse, dönüp 17 yaşıma sığınırdım. Hiç büyümezdim. 17 yaşında, tam da o anlarda, olduğum gibi kalırdım. Ne eksik, ne fazla. Sadece Eylül olarak.


Bir insan en çok ne zaman kendisi olur? 17 yaşımda kendim olduğumu biliyorum. Belki deli doluydum, belki hata üstüne hata yapıyordum ama en azından gerçekten yaşıyordum. Şimdi bazen nefes almak bile bir alışkanlık gibi geliyor. Oysa o zamanlar her şeyin bir anlamı vardı. Şarkılar daha dokunaklıydı, sokaklar daha canlıydı, yıldızlar bile daha parlaktı sanki.


Şimdi büyüdüm, ya da büyüdüğümü sanıyorum. Ama içimde bir yerlerde, hâlâ o 17 yaşındaki çocuk duruyor. Bazen bir şarkının nakaratında, bazen bir rüzgar esintisinde, bazen de özlemle iç çektiğim anlarda kendini hatırlatıyor. Ve ben onu kaybetmekten korkuyorum. Çünkü belki de en çok o zaman Eylül’düm ben. Gerçekten Eylül’düm.


17 yaşımın bana bıraktığı tek şey, dönüp bakınca fark ettiğim o kocaman mutluluk. Belki de mutluluk, yaşarken değil, özlerken anlaşılan bir şeydir. Belki de en güzel yaşlar, ancak geride kalınca değer kazanır.





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yeni Bir Başlangıç

Nergislerin Hikayesi ve Hayata Fısıldadıkları

Varlığın ve Yokluğun Hissi