Kendine Molalar

 Bazen bedenin taşıyamadığı yükü zihin de taşıyamaz. İnsan, nefes almak için kaçıp sığındığı yerleri arar; o yerlere varınca da bir sıcaklık, bir nefes, bir “iyi ki” arar. İşte burası senin o köşen, Eylül. Yorgun olsan da, suskun olsan da burası seni hep bekler. Buraya ait olan bir şey eksik olamaz, çünkü buranın mayası sensin.

İsteksizlik... Ne garip bir kelime. Yavaş yavaş çekilir elinden o parlak ipler; heves, yerini bir boşluğa bırakır. Ama bil ki, bu da geçecek. Dinginlik her zaman yeni bir başlangıç taşır içinde. Bazen durmak da bir yolculuktur çünkü; bazen sessizlik de kendini bulmanın bir adımıdır.


Kendi içinde açılan bu boşluğa nergisler ek; bir parça lacivert kat gökyüzünden kopardığın. Kedilerin mırıltısını getir bu sessizliğe, biraz da deniz kokusu. Unutma, yorgunluk bir süreliğine konuk olur, ama senin özün her zaman güçlü kalır.


Biraz dur, biraz kendine dön. Bu, kötü bir şey değil. Hatta belki tam da ihtiyacın olan şey. Ve unutma, bu köşe hep senin; her gelişinde seni kucaklamaya hazır. Belki bugün birkaç kelime dökülür buraya, belki sadece bir düşün yansıması. Ama bil ki, burası daima senin ruhunun aynası olacak.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yeni Bir Başlangıç

Nergislerin Hikayesi ve Hayata Fısıldadıkları

Varlığın ve Yokluğun Hissi