Gurbetin Sesi,Huzurun İzleri
Bazen insan, yaşamın telaşında kendini unutuyor. Yükler ağırlaşıyor, sesler çoğalıyor ve kalbin derinliklerindeki o tanıdık dinginlik kayboluyor. İşte tam da böyle bir an, içimde bir kıvılcım yandı: "Dur ve dinle."
Bu kez kalbimin sesine kulak verdim. Her şeyden biraz uzaklaşıp kendime sarılmaya karar verdim. Kendimi dinlemek ve dinlenmek… Ne büyülü bir birleşim, değil mi? Bu yolculuk, yalnızca bedenimi değil, ruhumu da dinlendirmek için atılmış bir adım oldu.
Sevdiklerimin yanına, hasretin yorgun yüzünü silmeye geldim. Onların sıcak bakışları, kahkahaları ve sessizliği bile, kalbimde yanan o gurbet ateşini söndürmeye yetti. Gurbet… Ne garip bir kelime. Bir yandan özlem, bir yandan hasret; ama en çok da dönüşlerin kıymetini öğreten bir duygu.
Burada, sevgiyle çevrili olduğum bu yerde, içimde büyüyen huzuru tarif edemem. Her anı sindiriyorum, her nefeste yenileniyorum. Biliyorum ki, döneceğim gün geldiğinde sadece buradan değil, bu huzurdan da bir parça götüreceğim yanıma.
Bu yüzden, buralara eskisi kadar sık uğrayamayacağım. İçimdeki bu tatlı sessizliği bozmak istemiyorum. Ama bil ki, ruhumun dinlenip kendini bulduğu bu dönemin izlerini taşıyan sözcüklerle yine geri döneceğim.
Her mola bir başlangıçtır, her ayrılık bir kavuşma. Ve her gurbet, kalbi dolduran bir huzurla yeniden şekillenir. Şimdilik hoşça kal, dost kelimeler... Şimdi bana düşen, bu huzurun kollarında biraz daha soluklanmak.
Sevgiyle,
Eylül
Yorumlar
Yorum Gönder