Gece Mavisi
Gece saat tam 1 Gökyüzü karanlık ama yıldızlar ışıl ışıl. Hava sessiz, derin bir nefes gibi. Bu sessizliğin içinde sadece ben varım; düşünen, sorgulayan ve belki de biraz kaybolmuş bir ruh. Hayatımın ortasında duruyorum, önümde yollar, arkamda izler ve zihnimde bir soru: "Ben kimim? Kim olacağım?"
Hayatımı bir film gibi gözden geçiriyorum bazen. Kıbrıs’ta geçen yıllarım, beni ben yapan küçük anılar… Kedilerle geçen huzurlu günler, denizin dalgalarıyla dertleşmelerim ve lacivert bir gökyüzüne bakarken hayaller kurduğum o uzun geceler. Her şey hem çok tanıdık hem de yabancı.
İnsanın kendine dair sorular sorması ne garip değil mi? Büyüdükçe anlıyorum; aslında hiçbir şey tam olarak olduğu gibi kalmıyor. Fikirlerim değişiyor, hayallerim şekil değiştiriyor ve hayatın bana çizdiği yol bir haritadan çok bulmaca gibi.
Bir gün Türkiye’ye taşınıp yeni bir başlangıç yapmayı hayal ediyorum. Yepyeni bir şehir, farklı insanlar ve belki de bambaşka bir Eylül. Ama kabul ediyorum; bu düşünce beni hem heyecanlandırıyor hem de korkutuyor. Bilmediğin bir yolda yürümek cesaret ister. Peki, benim bu cesareti bulmam ne kadar zaman alacak?
Sınıf öğretmenliği okuyorum. Çocukları seviyorum çünkü onların içindeki o saf enerjiyi ve merakı gördükçe hayata tekrar inanmaya başlıyorum. Ama dürüst olalım, bu yol hiç kolay değil. Sık sık "Başarabilir miyim?" diye kendime soruyorum. Hayatın yükü bazen öyle ağır geliyor ki, adımlarım yavaşlıyor. Ama işte o zamanlarda, bir gün küçük bir çocuğun yüzündeki gülümsemede kendimi bulacağımı hatırlıyorum.
Kendimi keşfetmeye çalışıyorum. İnsanlar hayatıma girip çıkıyor. Bazıları yüreğimde iz bırakıyor, bazıları ise sadece yara. Ama biliyorum ki, bu süreç beni büyütüyor. Yanlış insanları hayatımdan çıkarmayı öğrendim. Kendi değerimi fark ettim. Hayatın kaktüsler gibi olduğunu düşünüyorum; dışı dikenli, ama içinde yaşam var.
Bir gün bu yazıyı birileri okur mu bilmiyorum. Belki de hiçbir zaman kimseye ulaşmaz. Ama eğer bir gün biri okursa, ona şunu söylemek isterim: "Hayat ne kadar karmaşık görünürse görünsün, sen kendi yıldızını bulabilirsin."
Bu yazılar benim günlüğüm gibi. Sadece kendimle konuştuğum bir alan. Ama belki bir gün birilerine dokunur, bir ışık olur. Belki bu satırlar sana ulaşır ve bir gece saat 1’de sen de hayatını sorgularken yalnız olmadığını hissedersin. Çünkü bu satırları yazarken, aslında kendi yalnızlığıma bir yol arkadaşı arıyorum.
Sevgiler ve biraz umut,
Eylül.
Yorumlar
Yorum Gönder